“Depremin sadece zamanını bilmiyoruz, ancak yerini ve sonuçlarını biliyoruz”

Türkinşa-Türkiye Resmi Taahhüt Müteahhitleri İşveren Sendikası Genel Başkanı Servet Arslan: “Depremin sadece zamanını bilmiyoruz, ancak yerini ve sonuçlarını biliyoruz”

Türkinşa -Türkiye Resmi Taahhüt Müteahhitleri İşveren Sendikası Genel Başkanı Servet Arslan, 11 ilimizde yıkıma ve can kaybına neden olan Kahramanmaraş merkezli depremleri değerlendirdi. “Depremin sadece zamanını bilmiyoruz, ancak yerini ve sonuçlarını biliyoruz” diyen Arslan, “Depremde baş sorumlu denetleyici ve düzenleyici Bakanlıklar olmak üzere mesleki yeterliliği olmayan mühendisler, üniversiteler, şehir plancıları, belediyeler, yapı denetim firmaları ve iş ahlakına uymayan bazı müteahhitler sorumlu” ifadelerini kullandı. Arslan, “Bu işte gerçek suçlu olan bürokratlar, siyasetçiler ve müteahhitler bu işten alması gereken cezayı alsın ve bir daha bu kötülerin şer üçgeni çalışmasın” dedi.

“DEPREMİN SONUÇLARINI YAŞAYARAK ÖĞRETEN KİŞİLERDEN DE KURUMLARDAN DA ŞİKAYETÇİYİZ”

Son yüzyılın en büyük felaketi merkez üssü Kahramanmaraş bölgesi olan “6 Şubat Depreminde” kaybettiğimiz vatandaşlarımızdan dolayı çok üzgünüz. Depremin sonuçlarını bir kez daha bize yaşayarak öğreten kişilerden de kurumlardan da şikayetçiyiz.

“DEPREM DOĞAL BİR OLAYDIR SONUÇLARI FELAKETTİR.”

Öncelikle sorunları tespit ederken doğru tespit etmek lazım ki sonra çözümleri doğru olsun. Bu açıklamayı yaparken mesleklerini iyi yapan diğer meslek gruplarına ve meslektaşlarımıza herhangi bir sözümüz yok.  Mesleklerini aynı kalitede icra etmelerini ve meslek ahlakının sorumluluğunu taşımaya devam etmelerini bekliyoruz.

Ancak sonuçtan da anlaşılacağı gibi mesleklerini ve işlerini iyi yapmayan bir grup olduğu da kesin. Hep örnek verilir Japonya’da şiddetli depremler oluyor minimum sayıda yaşam kaybı, onlarca kişi ile anılan yaralanma, sıfıra yakın bina yıkılması, küçük hasarlar hariç bir kayıp olmuyor. 

Neden olduğunu hepimizin bildiği bizim ülkemizde Cumhuriyet tarihinden sonra bile onlarca deprem yaşandı ve hiçbir zaman sonuç değişmedi. Olabilecek maksimum seviyede hasarla ve can kaybıyla, yaralanmalarla karşılaştık ve bu yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadık. 

Üzüntü verici hiçbir depremden sonraki can ve mal kaybını diğeri ile karşılaştırmak istemiyoruz. Ancak teknolojinin bu kadar ilerlemesi deprem olacak bölgelerin, fay hatlarının bu kadar net tespit edilmesine rağmen ne hasar kaybında bir azalma olacağına ne de bundan sonra daha net bir önlemler alınacağına inanmıyoruz. 

Biz size bu işin özetini anlatalım. Bu işte baş sorumlu denetleyici ve düzenleyici Bakanlıklar olmak üzere mesleki yeterliliği olmayan mühendisler, üniversiteler, şehir plancıları, belediyeler, yapı denetim firmaları ve iş ahlakına uymayan bazı müteahhitler sorumlu. 

Siz jeolojik etütleri yapılmamış bir arsaya, yer bilimciler tarafından fay hatları belirlenmiş olan yerlere şehir kurmaya çalışırsanız ve halen bu konuda ısrarcı olursanız, kullanılan malzemeleri üretim yerinde denetlemezseniz bunun müteahhitin ya da bir başkasının yapacağı herhangi bir yapı sonuç olarak yıkılır. 

Bu işte kimse kendini aklamaya çalışmasın. Bu işi bu hale getiren arsızlar, aç gözlüler ve yüzsüzler bu işte suçu olmayan yaptıkları işleri en iyi şekilde yapmaya çalışan bürokratları, müteahhitleri ve siyasetçileri de zan altında bırakıyorlar. İşlerini kötü yapanlar bir masanın etrafına oturup kendi şapkalarını ortaya koymadığı sürece bu işin sorumluluğunu üç beş tane müteahhite atarak bu işten kurtulamazsınız. 

Her depremden sonra maalesef o anlı şanlı bürokratlar ve siyasetçiler hiçbir günahları yokmuş gibi utanmadan kameraların karşısına çıkıp depremden sonra şunları yapacağız bunları yapacağız, şu kadar konut üreteceğiz, şunları yapmalıydık gibi bir feveranla bu işten kurtulacaklarını zannediyorlar. 

Biz biliyoruz ki eğer şehir plancıları yerleşim yerlerini fay hatlarının üzerine planlamazsa, belediyeler bunlara ruhsat vermezse, siyasetçiler oy kaygısıyla siyasi rant elde etmenin peşinde koşmazsa, bu işin sonucu olan işini yapım sorumlusu olan her yerde kolayca temin edilecek müteahhitlik belgesi ile bu işi yapmaya çalışan insanlar bu inşaatları yapamazlar. 

Televizyonlara çıkıp milyonlarca konut yapacağız, işyeri yapacağız diyen anlı şanlı bürokratlar, siyasetçiler daha önce fay hattının üzerinde bunları yapılmasına izin vermezse, mevcut eski konut stokunu yenilemek için bu enerjilerini harcasa, bu iş için ayrılan paraları bu işler için harcasa bu maddi kaybı o zaman göze alsa ne bu kadar can kaybı olur ne de bu kadar kalitesiz bir konut stoku kalır. 

Biz isyan ediyoruz. Bu isyanımız hem işlerini doğru yapmayanlar bunları biz meslektaş olarak kabul etmiyoruz. Bunlar mesleğe sonradan monte olmuş eğitimsiz, kurumsal yapıları olmayan, maddi kaygılarından başka hiçbir kaygısı olmayan bir grup. Bu gruptan her meslekte var. Tüm doktorlara, mimarlara iyi diyemeyeceğiniz gibi tüm berberlere iyi diyemeyeceğiniz gibi tüm kasaplara iyi diyemeyeceğimiz gibi bu mesleği yapanlara da iyi demek mümkün değil. Her kasada çürük meyve olur ve bunları ayıklamak gerekir. Gelin bundan sonrakiler için bir çözüm bulalım. 

“KÖTÜLERİN ŞER ÜÇGENİ ÇALIŞMASIN”

Adli soruşturmalar başlamış biz TÜRKİNŞA olarak sektördeki 50 yıllık tecrübemizle işveren sendikası olarak Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz. Soruşturma aşamasında ve sonraki süreçte teknik ve hukuki destek vermek istiyoruz. Bizler sivil toplum kuruluşları olarak içimizdeki işlerini kötü yapan kişi ve kurumların elenmesine katkı sağlayalım. Herkes günahını çıkarsın, herkes hatasını gözden geçirsin ve şapkasını masanın üzerine koysun, kimse bu işin sorunlarını halının altına süpürmeye çalışmasın. Biz sefer bu sorunların halının altına süpürülmesine izin vermeyeceğiz. Her soruşturmaya taraf olmak istiyoruz ki bu işin sonucu sadece üç beş tane müteahhite ya da kendini müteahhit olarak tanımlayan bir zavallı grubuna yıkılmasın. Bu işte gerçek suçlu olan bürokratlar, siyasetçiler ve müteahhitler bu işten alması gereken cezayı alsın ve bir daha bu kötülerin şer üçgeni çalışmasın. Depremi önleme şansımız yok ama sonucunun böyle olmaması için elimizden geleni yapalım.

Bu ülkede müteahhitlik yapabileceği devlet kurumları tarafından kayıt altına alınmış 630.000‘nin üzerinde kişi ve şirket var. Bunlar 1.700.000 e yakın kişi istihdam ediyor. Bunların tamamını zan altında bırakacak bir tavır bir duruş sergilenmesi kabul edilemez. Bu insanlar hepsinin evi, çoluğu çocuğu, meslek itibarı var. Bunlar göz önünde bulundurularak yazılsın çizilsin. Biz gerçekten bu meslekte bu işi kötü yapan bu hale getiren insanların suçlu olduklarını ve cezasını çekmelerini ve bir daha bu işi yapmamalarını istiyoruz. Bu işin tarafı olarak hızlıca meslek yasası çıkarılsın ve mesleğin içine sızmış gerçek işi müteahhitlik olmayanlar elensin işini kötü yapanlar cezalandırılsın.

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL

KAYIT OL

ÜYE GİRİŞİ

Zaten bir hesabım var

YENİ ŞİFRE

ÜYE GİRİŞİ