Geçmişten Günümüze Bir Meslek Hikayesi: Müteahhitlik

MÜTEAHHİT; Bir iş veya projeyi yapmayı taahhüt eden demektir.İnşaat müteahhiti ise inşaat yapmayı taahhüt eden demektir.

Tarihsel gelişmesi incelediğinde inşaat müteahhitliği, insanlık tarihiyle eşit olan en eski mesleklerden biridir. İnsanlığın topluca barınma ihtiyacıyla birlikte ortaya çıkan meslek  gelişme süreci insanlık tarihinin gelişimine paralel yada ihtiyaçları öngören ve karşılayan pozisyonu sayesinde öncül sürdürmüştür.

Temel ihtiyaçlardan biri olan barınma konusu, insanlık tarihinin gelişim süreciyle paralel seyretmesi dolayısıyla her zaman cazip mesleklerden birisi olarak kalmıştır. Bugün tarihi aşamaların gözlemlenmesindeki en somut kalıntılar yine başarılı müteahhitlerin ortaya çıkardığı eserler ışığında gerçekleşmektedir. Müteahhitlik mesleği, dünyada sanayi devrimine kadar olan süreçte Bilimsel-Kültürel-Sanat ve Barınma ihtiyaçlarının artış hızı nedeniyle yavaş gelişse sanayi devriminden sonra insanların ihtiyaçları yeniden şekillenişi, sanayi bölgeleri oluşması ve yeni yerleşim yerleri ile birlikte bu yerleşim yerleri içerisinde de  toplu yaşam alanlarına da duyulan ihtiyaç beraberinde hızlı bir ilerleyişi  doğurmuştur. Bu süreç ile birlikte insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere eski meslekler gelişmiş, yeni meslekler doğmuş, inşaat müteahhitliği mesleğinin önemi bir kez daha anlaşılmıştır.

Savaş sonrası yıkılan devletlerini yeniden ayağa kaldırmak isteyen yetkililerin, Devlet-Hükümet politikaları kapsamında öncelikli ihtiyaçlar haline gelen bu meslek grubu, herkes açısından önemli ve cazip meslek olmuştur. mesleği yapan kurumlar ve şahıslar, itibar ve bu itibara paralel bir şekilde maddi kazançlar elde etmişlerdir. Mesleği gerçekleştiren kişiler ile bu imkanı sağlayanlar arasında girift ve çıkar ilişkileri doğurmuş, bu durum zaman içerisinde elde edilen maddi, siyasi ilişkilerle doğan  birliktelikleri kötüye kullandıkları için bir sermaye aktarımı ve bir güç gösterisine dönüşmüştür.

Günümüze gelindiğinde insanlık tarihiyle bu kadar paralel gelişen, toplumsal yaraların sarılmasında ve en temel ihtiyaçlardan birinde, barınma ihtiyacında bu denli önemli bir kadar katkı sağlayan bu meslek grubu, çeşitli yanlış anlatım ve yöntemlerle vatandaş gözünde itibarsız bir meslek olarak değerlendirilmeye, haksız bir imaj ve bakış açısı ile kötü bir itibara kavuşturulmaya çalışılmaktadır.

Özellikle ülkemizde 1950’lerden sonra dünyada ve üklemizde hızla gelişen bu meslek grubu eğitim seviyesine paralel olarak ilerleme göstermiştir. İşin yapılması aşamasında eğitimli kişilerin sermaye eksikliği gibi çeşitli nedenlerden dezavantajlı duruma düşmesiyle meslek, maalesef eğitimsiz ve ehli olmayan kişilerin eline geçmiştir. Bu konuda kanun vb düzenlemeler zamanında yapılmıştır ancak tarım toplumundan sanayi toplumuna yapılan geçiş, birlikte olmadığı için eğitimsiz kişilerce yapılan bu meslek, kötü ünle anılmaya başlamıştır. 

1970 yılının sonlarında özellikle orta ve Batı Afrika’da oluşan yapılaşma ihtiyacı ülkemizde o güne kadar deneyim elde eden meslektaşlarımızın bu bölgeye olan ilgisini sağlamış ve bu dönemde Orta ve Batı Afrika, ihtiyaç duyulan teknoloji ve işgücü ihtiyacı bu bölgede iş yapmalarını ve bölgenin yapılaşmasına katkı sağlamaları bu melek grubunun çok çabuk gelişmesini ve bu doğrultuda örgütlenmesini sağlamıştır.

1976 yılında kurulan sendikamız bu çerçevede dönemi içerisinde meslektaşları açısından önemli bir misyon üstlenmiş ve bunu başarıyla yapmıştır. 

1990 yılından sonra SSCB’nin dağılması ve oradaki özellikle Türki Cumhuriyetler’deki yapılaşma ihtiyacına karşılık, yıllar içerisinde elde edilen önemli yapım, teknolojik, idari tecrübemiz bölgede meslektaşlarımızın hızlıca yapılanmalarını sağlamış, çok önemli projelerin yapımı gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte hem ülkeye çok ciddi döviz girdisi sağlamış hem de inşaat sektörünün ve bu sektörü destekleyen yan sektörlerin gelişmelerini sağlamıştır. İnşaat müteahhitleri bu fırsat sayesinde ülkede mensubu oldukları meslek grubunda, hizmet ihracının ne kadar önemli ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur. 

Ülkemizde ise yaşanan doğal afetler ve bunlardan doğan büyük hasarlar, bu mesleğin yapılması ve denetlenmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Özellikle 1999 yılında olan körfez depreminden sonra yapım tekniği açısından daha net düzenlemeler yapılması, eğitimsiz meslek grubunun disipline edilmesini hedeflenmiş ve çeşitli çalışmalar yürütülmüştür ancak bu  tek başına yeterli değildir. 

Ülkemizin teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi, ülke nüfusunun  genç, eğitimli ve girişimci ağırlıklı oluşması, mesleği yapanlar arasındaki kötü niyetli yapımcı ve idarecileri süreç içerisinde eleyecek ve daha güvenilir bir meslek grubu haline gelmesini sağlayacaktır. 

Bugün bu meslek grubu ülkenin tüm teknolojik yapılarını yapabilir hale gelmiş ve bunları başarı ile hayata geçirebilir konuma ulaşmış, iç piyasa dinamiklerini üretim ve yapım anlamında yöneten pozisyona gelmiştir.  Yurtdışında iş hacmi açısından dünya sıralamasında son 20 yıldır 3. Sırada olmuş bu bizim gururumuz olarak devam etmektedir. 

Bu kazanım beraberinde;

Dünyada  ‘’Türk müteahhitliği’’ diye bir kavramı oluşturmuştur. 

Yurtdışı müteahhitlik sektörü istihdamın %2sini, İhracatın ise %15 ini sağlamaktadır. Dünyada toplam 122 ülkede her ölçekte iş yapma ve üretme yeteneğine sahip meslek grubu haline gelmiştir. Yeni destek ile bu potansiyelini katlayarak artıracak yetenektedir. 

Yurt içi müteahhitlik işi için ise durum daha farklı yürümektedir. Son süreçte ülkenin ekonomik kalkınması, istihdamı ve üretim politikası çoğunlukla inşaat sektörü üzerinden planlanmıştır. Bu özel durum tartışmalı olmakla birlikte yine iyi taraftan bakıldığında çok ciddi tecrübeler elde eden meslektaşlarımızın yetişmesi ve bir çok yeni meslek grubunun oluşması sağlanmıştır. Ülkenin bu konuda iç piyasasını yönlendiren lokomotifi olmuştur. Toplam istihdamın %7 ila 9’u arasında karşılaması ve toplam yan faktörlerle birlikte %40’ını yöneten bu meslek grubu önemli bir görev üstlenmiştir. Yeni oluşan yan sektörler ve alt meslek grupları hariç 120bin civarında kişi ve kurumdan oluşan bir yapılanma haline gelmiştir. 

Bu büyük ve önemli meslek grubu süreç içerisinde kendi özel ilgi alanlarına göre ayrılma gereği duymuştur. Öncelikle özel iş ve resmi iş yapanlar olarak ayrılmış ve bu doğrultuda uzmanlaşmışlardır. Bu mesleğin ayrışmasını değil mesleğin dinamik hale gelmesini, ihtiyaca yönelik ayrıcalıklı çözümler üretebilme kabiliyetini kazanmasını sağlamıştır. Bugün yalnızca kamuya iş yapan 40 bin, 80 bin civarında özel proje üreten meslektaşımızla büyük bir ekonomik hareketlilik oluşmaktadır. Bu ayrışma uzmanlık gerektirmekle birlikte ayrı mevzuat hükümleri ve ayrı uygulama biçimlerine tabi olmayı beraberinde getirmiştir. Bu husus işlevsel olarak bu kadar ayrışan bir meslek grubunun yeniden tanımlanması gerektiği ve bu çerçevede ayrı ayrı meslek grupları olduğu şeklinde düşünülmelidir. 

Servet ARSLAN

 

Yorum yaz

Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL

KAYIT OL

ÜYE GİRİŞİ

Zaten bir hesabım var

YENİ ŞİFRE

ÜYE GİRİŞİ